Oyun dünyasının en sevilen yapımlarından olan The Last Of Us, dizi uyarlamasıyla herkesi heyecanlandırmıştı. Dizinin kadrosunda Game of Thrones ve The Mandalorian gibi dizilerden tanıyabileceğiniz Pedro Pascal’ın yanı sıra, yine Game Of Thrones’da rol almış Bella Ramsey yer alacaktı. Oyuncu seçimleri de çoğu hayranı mutlu etmişti. HBO tarafından uyarlanan dizinin şu ana kadar ilk üç bölümü izleyiciyle buluştu. Oldukça iyi yorumlar alan The Last Of Us, IMDb’de 9.2 puanda bulunuyor.

Dizinin Konusu
Bir çeşit mantarın evrimleşip bulaşmasıyla birlikte insanlar zombi benzeri yaratıklara dönüşmüş ve bu nedenle modern dünya yok olmuştur. Kızını kaybettikten sonra kıyamet sonrası dünyada hayatta kalmaya çalışan Joel, hastalığa karşı bağışıklığı olabilecek Ellie’yi koruması altına alır. Birlikte insanlığın son umudu olabilecek bir maceraya yelken açarlar. Ancak karşılaşacakları tek tehlike zombiler ve yaratıklar olmayacaktır.

Öncelikle diziyi değerlendirirken oyunu hiç oynamadığımı belirteyim. Bu yüzden oyunu defalarca oynamış hayranların aksine daha objektif bir gözle bakabilmeyi umuyorum. Öncelikle The Last Of Us çok beğendiğim bir dizi oldu. Hatta biraz abartarak, henüz üç bölümü yayınlanmasına rağmen favori dizilerimden biri haline geldi diyebilirim. İlk olarak hikaye anlatıcılığı konusunda oldukça etkileyici bir iş çıkarılmış. Zaten oyunun da hikaye odaklı olması bu konuya ekstra özen gösterilmesine neden olmuş. Oyuncu seçimleri konusuna gelirsek Pedro Pascal bence role cuk oturmuş. Oyunun hayranları Bella Ramsey’i Ellie olarak görmekten pek memnun olmasa da bence o da gayet iyi iş çıkarıyor.

Bugüne kadar yüzlerce zombi konulu dizi, film, kitap ve oyunla karşılaştık. The Last Of Us bu konuda gerçekçiliğiyle bir adım öne çıkıyor. Çünkü bu salgının yaşanması bilimsel bir sebebe dayandırılıyor. Bu, düşük de olsa gerçekleşebilecek bir ihtimal. Özellikle yakın zamanda Covid gibi bir pandemi dönemi yaşamışken, insanlar artık bu tür risklere daha çok inanıyor. Dizide, insanların evrimleştiği Clicker adı verilen yaratıkların makyajları harikaydı. Ayrıca görsel efektlerin kalitesi de oldukça iyiydi. Özellikle ilk bölümde olayların patlak verdiği anlardaki sahneler tıpkı oyundan fırlamış gibiydi. Sonradan oyunun videolarını izlediğimde, içeriğin orijinaline çok fazla sadık kaldıklarını gördüm. Bu da bence iyi bir tercih olmuş.

The Last Of Us, temel odağına zombi kovalamacasını değil insani ilişkileri alıyor. Kızını kaybeden bir babanın, yardımına ihtiyacı olan diğer bir kıza sahip çıkarak onun hatırasını yaşatması güzel bir detay. Bill ve Frank’in ilişkilerini merkeze alan üçüncü bölüm de oldukça duygusaldı. Bölümü izlemeye başlamadan önce tanımadığın iki insan için bölümün sonunda üzülebilmek, karakterlerin izleyiciye geçmesi açısından iyi iş çıkarıldığını gösteriyor. Tabii, yine de biraz daha heyecanlı ve gerilim dolu sahnelere ihtiyacımız var bence.

The Last Of Us dördüncü bölümü birkaç gün sonra izleyiciyle buluşacak. Bakalım şu ana kadar harika giden dizi bundan sonra nasıl bir yol izleyecek. Diziyi ülkemizde güncel olarak Blutv üzerinden izleyebilirsiniz.
